Necip Hablemitoğlu suikastına ait soruşturma kapsamında Bulgaristan’dan getirilerek tutuklanan Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) eski MAK Alay Kumandanı Levent Göktaş’ın mahkeme tabiri ortaya çıktı. Göktaş sözünde, kendisi hakkında beyanda bulunan eski ÖKK mensupları Nuri Gökhan Bozkır’ı o tarihte tanımadığını öne sürerek, “Ben şahsı tanımıyorum bile o vakit, ben albayım alay kumandanıyım, adam üst teğmen tim kumandan yardımcısı, üst teğmen albayın yanından bile geçemez o vakitlerde odasının önünden bile geçemez” dedi. Tetikçi olmakla suçlanan Tarkan Mumcuoğlu’nu da tanımadığını argüman eden Göktaş, “Onu da tanımam ki ben, benim birliğimde olmayan bir adama ben nasıl talimat veririm?” diye konuştu.
Akademisyen Necip Hablemitoğlu suikastına ait dava kapsamında firari durumdayken Bulgaristan’da yakalanan ve iadesine karar verilen emekli Albay Levent Göktaş, 17 Aralık tarihinde İstanbul Havalimanı’ndan Ses ve İmaj Bileşim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanmıştı. Göktaş’ın, davanın iddianamesini kabul eden Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği tabirinin SEGBİS dökümü yapıldı.
“5,5 yıl mahpusta yattım”
Buna nazaran Göktaş, savunmasında hakkındaki gözaltı ve yakalama kararına rağmen neden firar ettiğini şu sözlerle açıkladı:
“Ben 2009 yılında tekrar birebir şeyleri yaşadım, tekrar savcılıktan bu biçimde geldiler, on beş tane polis, avukatlık ofisimi bastılar. Yanlarında savcı olmaksızın avukatlık ofisimde arama yaptılar. Bir tane düzmece DVD yerleştirip daha sonra o kanıtı şeye götürüp Vatan caddesine götürdüler beni. Bu DVD senin dediler, benim olmadığını o kadar söylememe karşın. Hakikatten bana da ilişkin değildi. Fethullah terör örgütünün mensuplarından olan polis memurları bunları yerleştirip güya kanıt bulmuş üzere yapmışlardı. Beş buçuk yıl mahpus yattım sonunda beraat ettim, hatasız olduğum anlaşıldı”
“Üsteğmen, albayın yanından bile geçemez”
Göktaş, mahkeme liderinin cinayete ait savunma almayacağına ait ihtarına rağmen Hablemitoğlu suikastına ait olarak ise şunları kaydetti:
“Bu olayda da hiç benim, benim ilgim ve bilgim bile yok. Ben şahsı tanımıyorum bile, kim olduğunu bile bilmiyorum, 18 Aralık 2002’de olmuş bu olay , Gökhan Bozkır denilen kişiyi ben tanımıyorum bile o tarihte, ortamızda telefon görüşmesi bile yok, o ispat vasıtasıdır. Tabur komutanlarıma sorulursa onlar da birebir şeyi söyleyeceklerdir. Ben şahsı tanımıyorum bile ki o vakit ben albayım alay kumandanıyım, adam üst teğmen tim kumandan yardımcısı, üst teğmen albayın yanından bile geçemez o vakitlerde odasının önünden bile geçemez. Azmettirici deniyor onu da söylemek zorundayım Tarkan Mumcuoğlu, onu da tanımam ki ben, benim birliğimde olmayan bir adama ben nasıl talimat veririm?”
YAZI DİZİSİNİN İKİNCİ KISMI | Hablemitoğlu Evrakı | Hablemitoğlu’na ‘MİT’ suçlaması, var olmayan ‘altın’ evrakı ve varlığı kanıtlanamayan kurye profesör
YAZI DİZİSİNİN ÜÇÜNCÜ KISMI | Hablemitoğlu Evrakı: Tabirlerde cinayetle suçlanan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı mensupları hakkında yıllarca süreç yapılmadı!
YAZI DİZİSİNİN DÖRDÜNCÜ KISMI | Hablemitoğlu Evrakı | Eski ÖKK subayı Nuri Gökhan Bozkır: 2015’te periyodun İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan’a bildiklerimi anlatmama karşın resmi sözüm alınmadı!
YAZI DİZİSİNİN BEŞİNCİ KISMI | Hablemitoğlu Evrakı: Sedat Peker neden ‘Başıma gelmeyen kalmadı’ diye tabir verdi, soruşturma 13 yıl boyunca nasıl savsaklandı, MİT Hablemitoğlu’nu hangi hususta uyardı?
YAZI DİZİSİNİN ALTINCI KISMI | Hablemitoğlu Belgesi | 2015 yılında verilen tabirde açıklanan isimler yedi yıl boyunca korundu: ÖKK’daki herkes ÖKK’daki katili biliyordu!