Krematoryumda yakılan Protestan kadının külleri için bu sefer farklı bir saklama yöntemi uygulandı.
Macaristan’da yaşayan 68 yaşındaki Protestan Sara A., 4 ay önce yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybetti.
İnancı gereği Sara A.’nın cansız bedeni, krematoryumda yakıldı.
Sara A.’nın vasiyeti üzerine küllerinin bir kısmı çocukları tarafından Almanya’da Tuna Nehri’ne, bir kısmı da Türkiye’ye getirilip, İstanbul Boğazı’na döküldü.
Protestan kadının Yalova’da yaşayan kızı ise annesinin hatırasını yaşatmak için farklı bir uygulama tercih etti.
Kızı küllerinden portre yaptırdı
Sara A.’nın küllerinin bir kısmından portre yapılmasını istedi. Bunun üzerine ressam Serap Lokmacı’ya verildi. Lokmacı, 15 saatlik çalışmanın ardından Sara A.’nın küllerinden portresini yapıp, aileye teslim etti.
“Kalıcı olması için portresini yapmak istedik”
Serap Lokmacı, çalışmayla ilgili, “Çok sevdiğim bir arkadaşımın kayınvalidesinin Macaristan’da vefat ettiğini duydum. Ölen kişinin kızı ve kendisi Protestan. Onların inanışları gereğince cenazeler krematoryumlarda yakılıyor ve külleri kimisi saksı dibinde saklıyor kimisi kavanozda saklıyor. Bu tamamıyla vasiyet adı altında yapılan bir şey.
Kişi vasiyetinde küllerinin bir kısmının Tuna Nehri’ne bir kısmının da Boğaz Köprüsü’ne dökülmesini istediğini belirtmiş. Biz de kalıcı olmasını istediğimiz için kendisinin portresini yapmak istedik. Torunu bu duruma çok sevindi, çünkü anneannesinden geriye hiçbir şey kalmaması onu üzüyordu.
“Ölen kişinin sevdiği müzik eşliğinde çalıştım”
Açıkçası en çok sevinen o oldu. 15 saatlik bir çalışma oldu. Bu zaman zarfında ölen kişinin sevdiği müzik eşliğinde çalıştım. Açıkçası çok duygulandım. Genelde ‘Korkuyor musun?’ gibi sorulara maruz kaldım ama hiçbir şekilde korkmadım. Sadece çok heyecanlandım.
Benim için çok duygu dolu bir çalışma ve sıra dışı bir deneyim oldu. Açıkçası benim için sıra dışı bir çalışmanın içinde olmak harika bir deneyim oldu.” dedi.
“Onu gerçekten yıllardır tanıyor gibiyim”
Portrenin yapım sürecini de anlatan Lokmacı, “Çok araştırma yaptım, küllerden daha önce resim yapılmış ama formunu bozmadan çalışan ilk kişi olduğumu düşünüyorum. Suyla karıştırılmış ya da akrilik boya karıştırılarak yapılmış portreler var ama formunu bozmadan silüet olarak külleri tuval üzerinde gösteren ilk kişiyim, diyebilirim.
Kendisinin en sevdiği şarkı ‘Somewhere Over the Rainbow’, 15 saattir bu şarkıyla çalışıyorum. Çok huzur dolu bir çalışma oldu benim için. Onunla sohbet ediyor gibiyim. Duygu yüklü bir deneyimdi. Onu gerçekten yıllardır tanıyor gibiyim oysa hiç yüzünü bile görmedim.” diye konuştu.