Odunpazarı ilçesine bağlı Emek Mahallesinde sevgilisi Yılmaz S. ile birlikte yaşayan 12 yaşında bir kız annesi Zerin Kılınç, geçen yıl 20 Haziran günü saat 21.30 sıralarında apartmanın ikinci katındaki dairenin penceresinden düştü.
Sağlık gruplarınca birinci müdahalesi olay yerinde yapılan Kılınç, ambulansla Eskişehir Kent Hastanesine kaldırıldı. Yaklaşık 10 saat ağır bakımda komada kalan Zerin Kılınç, kurtarılamadı. Yapılan birinci otopsi incelemesinde Zerin Kılınç’ın yüksekten düşmeye bağlı olarak hayatını kaybettiği belirtildi.
“YAPMA DİYE BAĞIRDIM”
Olayla ilgili soruşturma kapsamında Zerin Kılınç’ın birlikte yaşadığı sevgilisi Yılmaz S.’nin emniyette kuşkulu sıfatıyla tabiri alındı.
Zerin Kılınç’ın intihar ettiğini öne süren Yılmaz S., şunları söyledi:
“O gün yağmur yağdığı için içeri sızan suyun üzerine koymak için günlük giydiği tişörtünü yırtarak pencerenin sızıntı yerine koydu. Tepsinin üzerinde olan kül tablası ezkaza kayarak yere düştü, kırıldı. Yerdeki cam kırıklarını kendim süpürdüm. Odadan çıkarken ayağına cam battı.
Bunun üzerine gülünce süpürge sapını bana fırlattı. Ben de ona gülerek fırlattım. Bacağına gelince kıyamadım, gittim, sarıldım. Sonra bisikletimi kapı çıkışına aldım. Bu sırada bana Sen esasen beni istemiyorsun dedi.
Bisikletimle uğraşırken Asıl sen istemiyorsun, saygısızsın. Sen sevmiyorsun, kaçacak olan sensin dedim. Ben sevmiyorum ha diyerek bağırmaya başladı. Pencereden sol bacağını gördüm ve yapma diye bağırdım.”
Şüpheli Yılmaz S., sözünün akabinde emniyetten özgür bırakıldı. Soruşturma kapsamında meskende yapılan incelemede ise yerde ve kapıda kan lekeleri, cam kırıkları, kırılmış kül tablası olduğu tespit edildi.
DÜŞTÜĞÜ AN, GÜVENLİK KAMERASINDA
Kentteki bir alışveriş merkezindeki giysi mağazasında satış vazifelisi olan Zerin Kılınç’ın pencereden yaya kaldırımına düştüğü anlar ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. İmajlarda, Kılınç’ın yaya kaldırımına düştükten sonra etraf esnafın yardımına koştuğu görüldü.
KIZIM İNTİHAR ETMEDİ, KANI YERDE KALMASIN
Zerin Kılınç’ın annesi Telli Özokçu, 7 ay evvel ölen kızının acısını hala yaşadığını söyledi. Kızının kıyafetlerini ve fotoğraflarını elinden düşürmeyen Özokçu, gözyaşı dökerek, “Tomurcuğunu açmadan soldurdular kuzumun. Duysunlar sesimizi de kızımın kanı yerde kalmasın. Benim kızım bu türlü intihar edecek biri değildi. Benim kuzum bir ağrı kesici bile içmiyordu. İntihara meyilli değildi benim yavrum. Hayattan kopardılar. Ben 7 aydır bu gözyaşını döküyorum. Bir de yavrusu var, benim kuzumun. Onun için hayatta kalmak zorundayız. Biz adalet istiyoruz. Raporlarımız çıkmadı. Daima onu bekledik, yok. Adalet istiyoruz. Biz adaletimize güveniyoruz. Kuzumun kanı yerde kalmasın kâfi. Benim kuzum hayat doluydu. Çocuğunu seviyordu. Konutuna, işine bağlıydı. İşinden konutuna, konutundan işine. Yavrumu kopardılar hayattan. Ne ise adalet bulsun. Biz adalet istiyoruz. Ben bir anneyim 6-7 aydır ben bu gözyaşını döküyorum. Kuzumun gömleğine sarılıyorum, kokuyu içime çekiyorum” dedi.
TOPRAĞIN ALTINDA 7 AYDIR BENİM KUZUM
Olayın yaşandığı konutta tartışma izleri olduğunu anlatan Özokçu, “Evde çok tartışma olmuş. Meskenin içi kan. Küllükler kırılmış. Bize nazaran çok kanıt var lakin evrakımızda hiçbir şey yok. Benim kuzum bir kedi, bir köpek değil. Benim kuzum bir can. Toprağın altında 7 aydır benim kuzum. Hiçbir şeyi yoktu, bir hap bile içmiyordu benim kuzum. Hayat doluydu. Mezarına geleceğim, Rahat yat yerinde kızım diyeceğim. Adalet yerini bulacak inşallah. Herkese güveniyorum” diye konuştu.
KARDEŞİM HAYAT DOLUYDU
Ölen Zerin Kılınç’ın kız kardeşi Aysun Özokçu da ablasının intihar edecek biri olmadığını söyledi. Hayat dolu olan kardeşinin kızı için yaşadığını söz eden Özokçu, “Kardeşim intihara meyilli bir insan katiyen değildi, hayat doluydu. Her şeyden evvel bir tane evladı vardı. Biz yalnızca hakikaten adalet yerini bulsun istiyoruz. Kurumların adaletli olmasını istiyoruz. 6,5 aydır belgemizde rastgele bir sonuç yok. Yalnızca bekledik lakin gördük ki evrakımızda rastgele bir şey yok. Belgeye hiçbir şey girilmemiş. Mezarına gidiyoruz ve ablama Rahat uyu diyemiyoruz. Bir an evvel sonuçların çıkmasını istiyoruz. Kuşkulu ile yaklaşık 1-2 yıldır birlikteler. Öncesinde da tanışıyorlardı lakin 2-3 aydır tıpkı konutu paylaşıyorlarmış fakat bizim haberimiz yoktu” sözlerini kullandı.
AİLE AVUKATI: VEFAT NEDENİ ŞU AN TAM OLARAK BİLİNMİYOR
Ailenin avukatı Ahmet Seyhan, İsimli Tıp Kurumundan rapor alınmasına ait kararın olaydan 6 ay sonra gönderildiğini söyledi. Yüksekten düşmeye bağlı olayda vefat nedenin şu an tam olarak bilinmediğini söz eden Seyhan, şunları söyledi:
“Haziran 2022 tarihinde gerçekleşen bir yüksekten düşme olayı var. Bu olaydan sonra şüphelinin tabiri alınıyor. Sözünün akabinde hür bırakılıyor. Ayrıyeten şüphelinin sözü olaydan uzunca bir mühlet sonra alınıyor.
Tutukluluk şartları kimi durumlarda makul kuşku gerektirebilir lakin kanıt karartma kuşkusunun de bulunduğu durumlarda en azından isimli denetim ya da tutuklama üzere önlemlerin var olması gerekiyordu. Biz hukuken direkt hür bırakma ve rastgele bir önlemin uygulanmamasını hakikat bulmadığımızı belirtmek istiyoruz. Soruşturmanın adaletle devam ettiğine inancımız tam.
Fakat yüksekten düşme olayları bilindiği üzere kimi durumlarda ispatı sıkıntı olaylar olarak karşımıza çıkıyor. Uzman görüş raporları taleplerimiz var. İsimli tıpta da moleküler inceleme konusunda talep aslında gidiyor. Ancak mahkeme kararı iletilmediği, bunun üzerinden 6 ay geçtiği karar 6 Ocakta gidiyor.
Kurumlardan rapor bekliyoruz. Kurumların da objektif ve hakikaten adaletli bir halde karar vereceklerine inanıyoruz. Yüksekten düşme konusu var. Ama mevt nedeni şu an tam olarak belirlenemiyor. Bunun için de kesin raporu İstanbul İsimli Tıp Kurumundan bekliyoruz.”
CAM KIRIKLARI VE KAN LEKELERİ VAR
Bu davaya ait uzman görüşünün alınması gerektiğini söyleyen avukat Ahmet Seyhan, “Biz bilimsel çalışma kanaatindeyiz. Daha mantıklı olacağını düşünüyoruz. Hocalarımızla birlikte uzman görüşüyle düşme açısına bakılacak. Yani bizim kanaatimizi ve kişinin toplumsal tahlilini araştırdığımızda maktulün rastgele bir intihar meylinin olmadığı çok net. Olayda ağır kuşku kanaatimiz var. Biz de bu kuşkuyu araştıracağız. Mesken içinde yerde cam kırıkları ve kan lekeleri mevcut. Direkt camdan düşme sav edilen olayda kapı girişinde kan izi var. Yani bir boğuşmanın gerçekleştiğini de buradan net olarak görebiliyoruz. Kuvvetli kuşkudan kastımız da bu” diye konuştu.
Zerin Kılınç’ın vefatına ait soruşturma sürerken, kesin vefat nedeninin İstanbul İsimli Tıp Kurumunun hazırlayacağı rapor sonrasında netlik kazanacağı belirtildi. (DHA)